10 Aralık 2012 Pazartesi

David de Gea

De Gea'ya daha 21 yaşında çok büyük bir sorumluluk verildi ve İngiltere'nin son 20 yılına damga vurmuş Manchester United'ın kalesi ona devredildi. 

İncecik, uzun boylu, elleri kocaman bir kaleci. Fiziği garip gelmişti ama Atletico Madrid kalesinde büyük işler yapıyordu. 

Geçen sezonun başı adaya geldiğinde Van der Sar'ın boşluğunu doldurabilecek mi diye hepimiz sorduk. Bana sorarsanız Van der Sar'dan sonra o kaleyi kimse dolduramaz. De Gea'nın fiziği Van der Sar'ı andırsa da arada daha çok fark var. 

O boyla yan toplarda bu kadar zayıf olmak gerçekten beceri ister. Toplara çıkamayacak kadar zayıf olmak İngiltere gibi bir yerde transfer politikası sorgulatır adama. En son Manchester derbisinde yediği ikinci gol bana sorarsanız pozisyon takibi eksikliğinden onun da hatası. Sonuçta topu takip etse zaten Zabelata'nın vurabileceği tek nokta orası. Boyunun da dezavantajı var lakin kendini hazırlarsın en azından. Bunların hepsi bir yana omzuyla çıkardığı pozisyonda gerçekten şapka çıkarılacak türdendi.

Son maçtan örnek veriyorum belki ama yediği gollerin genelinde aynı hataları yapıyor. Önündeki defans oyuncuları eskisi gibi değil belki ama yine de ondan beklenen güvenleri boşa çıkarmanın da bir kredisi var. Yeri geldiğinde de çok iyi kurtarışlar yapıyor ama kaleciliğin de kötü yanı hep hatalarınızla anılmanız. 

Bu eleştirilere rağmen De Gea gerçekten umut vadeden çok iyi bir kaleci. Daha 22 yaşında ve yolu çok uzun. İspanya'da ve Avrupa Kupaları'nda onu hayranlıkla izlemiştik. O yaşta özgüveni inanılmazdı. İngiltere'ye gelince onca eleştiriye rağmen o işini yaptı. Üzerindeki baskılara rağmen hala elinden geleni yapmaya çalışsa da sorgulanması gereken acaba onun için İngiltere doğru yer mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder