14 Nisan 2014 Pazartesi

Tebrikler Galatasaray, Teşekkürler Fenerbahçe...


Euroleague Kadınlar Final 8 başladığından beri maçları takip etmeye çalıştım. En azından bizim takımlarımızın olduğu maçları. Gruplardaki maçlardan sonra ve Ekaterinburg'un performasını gördükçe şampiyonun en büyük adayı ortaya çıkmaya başlamıştı.

Turnuvanın en büyük şansızlığı herhalde üç Türk takımınında aynı grupta yer almasıydı. Umarım birbirlerini baltalamazlar da ikisi yarı finale çıkar diye düşünürken Fenerbahçe'nin gruplardaki performansına Galatasaray da eşlik edince korktuğumuz başımıza gelmedi. İlk maçlarda Kaski'nin de taktik anlayışı sayesinde baya az sayı buldu takımlar. Ne zaman ki Galatasaray, turnuvanın favorisi Ekaterinburg'u ilk yarıda duman etti, işte o zaman Fenerbahçe'nin işinin hiç kolay olmadığı ve Galatasaray'ın grup performanslarının aslında göstermelik olduğunu anladık. Galatasaray'ın gruplarda baya sayı kısırlığı yaşamasından sonra ev sahibi Ekaterinburg'u ilk yarıda 29 sayıda tutup, üstüne 49 sayı atması muazzam bir başarıydı. Bunda tabi Alba Torrenz'in muhteşem performansına Zellous da eşlik edince maç ilk yarıda koptu.


Fenerbahçe ise turnuvadaki istikrarlı performansını yarı finalde de sergileyip finale çıktı. Açıkçası benim favorim Fenerbahçe idi. Finalde en önemli faktör Galatasaray'ın Ekaterinburg maçındaki ilk periyot performansı Fenerbahçe karşısında sergilemesi hem turnuvaya ne kadar iyi hazırlandıklarının hem de Ekaterinburg galibiyetinin bir tesadüf olmadığını gösterdi. Euroleague Kadınlar Turnuvası'nda 18 maçtır yenilmeyen Fenerbahçe'yi ilk periyotta 7 sayıda tuttu. Fenerbahçe şoku çabuk atlatıp ikinci periyot kendini toparlasa da ilk yarı 29-42 Galatarasaray'ın üstünlüğü ile tamamlandı.

Yarı finalde sakatlanan Sancho Lyttle'ın finaldeki performansı da kayıtlara geçilmesi lazım. Gerçekten takımı galibiyete taşıdı. 3. periyotta bocalayan Galatasaray'ı yakalayan Fenerbahçe, 4. periyotta farkı iki sayıya kadar indirdi. İşte o an yaklaşık 3-4 hücum iki takımda sayı atamadığı an ilk kez oyuna giren Şebnem Kimyacıoğlu maçı ve kupayı getiren iki inanılmaz el üstü üçlüğü ile Galatasaray'a getirdi.

Turnuva genelinde ise takımın yıldızları Alba Torrenz ve Işıl Alben'di. Işıl en kritik yerlerde top çalmaları ve aldığı hücum reboundları ile takımı ayakta tutmayı başardı. Torrenz ise kalitesine yakışır bir performansla turnuvayı tamamladı. Zaten kendisi de turnuvanın en değerli oyuncusu (MVP) seçildi.


Fenerbahçe iki senedir finalde kupayı kaybediyor. Kaybetmesinin yanında iki senedir kadınlar basketbolunun birinci kupasında finale çıkmayı da başarıyor. Bu da gözden kaçmaması gereken büyük bir başarı.

Dün Fenerbahçe çeşitli branşlarda dört final oynayıp hepsini kaybettiler. Umarım bu travma etkisi yaratmaz ve kendilerini çabuk toparlarlar.

Benim için bu turnuvada final maçı dahil, oyuncuların birbirlerine karşı olan saygısı ve centilmenliği idi. Kupayı kazandıktan sonra hemen maç sonu birbirilerini tebrik etmeleri hep konuşulan futbolculara ve onları geren taraftar ve spor yazarlarına ders olmalı. Bu sene hem basketbol, hem de voleybolda Avrupa Kupaları'nda final değil finaller gördük, izledik. Peki futbol nerede? Onu sormayın bence, kaybolmuş kendi pisliğinde... Düşmüş ağlayanı yok...

Tekrardan bu hayal gibi finali bize yaşattıkları için binlerce kez teşekkürler Galatasaray, teşekkürler Fenerbahçe...

1 yorum: