8 Nisan 2013 Pazartesi

İstenen, beklenen gerginliğe ulaştık.

Bugün Bursa'da, Bursaspor - Beşiktaş maçı var ve kimse bu maçı konuşmuyor. Geçen senelerde her maçında olay çıkan bu iki takımın maçı olaysız geçecek gibi. Bunun sebebi de gündemi başka şeyler meşgul ediyor. Zamanındaki gerginliklerinde gündem oluşturmak için üzerine gidildiğini görmüş olduk. Asıl bağlamak istediğim buydu.

Önce Cumartesi Türk Telekom Arena'da çıkan olaylar, daha sonra Ordu'da çıkan olaylar... Ligin bitimine doğru herkes gergin. Ama sadece kendilerinin gergin olduklarını sanıyorlar. Maçtan sonra yapılan açıklamalar ve yaşanan olaylardan bu böyle anlaşılıyor. 

Hakemlere bu kadar tepki gösterip, onları da bu kadar aşağılamaya çalışırsak kimse onlara saygı göstermez. Bu da işin bir diğer boyutu. Gözlemciye yumruklar kalkıyor, ana avrat sövülüyor, sonra mazluma yatılıyor. Evet Türk futbolu yönetilemiyor. Kötü yönetiliyor bile diyemeyeceğim, yönetilemiyor. Ama bu kadar da bariz hakaret edip sonra haklı olamazsınız.

Herkes kendi triplerinde, kendi haklılıklarından başka bir şey görmüyorlar. Tabi haklılık derken onu da sorgulamamız lazım. Kim, neye göre haklı? 

Sakin kalıp, sağlıklı düşünmemiz gereken bu dönemlerde yine kontrolden çıktık. Herkesin aklında bir komple teorisi var. Düşünmeden sallayıp sallayıp duruyorlar. Polamiksiz yaşayamıyoruz, polemikten güç alıyoruz.

Daha dün milli maç sonrası Abdullah Avcı'ya o kadar saçma sorular soruldu ki Macaristan maçı sonrası. Tamamen ağzından bir şey çıksa da bassak manşeye havasında. Neyseki hoca güzel cevaplar verip susturdu.

Ben bu hafta önce Galatasaray Spor Klübü'nden bir açıklama, aynı gün akşamı veya bir sonraki gün sabahı Fenerbahçe Spor Klübü'nden ona karşı bir açıklama derken Sadri Şener'den şampiyonluğumuzu verin açıklamları ile Samet Aybaba'nın yorumlarını izleriz, dinleriz, okuruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder