Geçmişten
günümüze geldikçe futbolda sahaya
diziliş ve sistemin oldukça farklılaştığını görebiliriz.Yirmi sene önceki oyun
anlayışıyla günümüz oyuncularının mevkilerinin ötesinde bir beklenti var.
Defans oyuncusundan hücuma katılmasını , santrafordan iyi pas vermesini
bekliyoruz artık. 3-5-2 daha sonra moda olan 4-4-2 ama artık 4-3-2-1,4-2-3-1
artık o pozisyon aralarında iki mevki arasında kalmış oyuncuların üstünde bütün
yük.
Atletik yapıları ve fiziksel güçlerinin yanında futbolun 4/3 zeka ile
oynandığını bize gösteren oyuncular. Önceleri “Defansın bel kemiği” diye tabir
edilen adamlar vardı, şimdi ise “Takımın bel kemiği” dediğimiz adamlar. Savunma
ile hücum arasında köprü kuran, oyunu çift taraflı oynayan, savunmayı ve hücumu
başlatan fiziksel gücü yanında futbol zekası yüksek olan oyuncular.Oyunları çok
fazla dikkat çekmez ya da iyi bir hücum oyuncusu kadar magazinsel tarafları
yoktur ama aslında takımın işleyişindeki en önemli parçadır.Fiziksel
performansları kötü olsa bile duracağı ya da pas atacağı yeri iyi bilir ve
kendini oyun içinde yetersiz kalacağı rizikolara sokmaz.
Büyük iş başarmış
takımların fotoğraflarına baktığınızda en ortada onları görürsünüz. Futbol
zekası yüksek diyorum çünkü parlak bir teknik direktör kariyeri olanların büyük
çoğunluğu bu mevkilerde görev alan insanlar, oyunun tam göbeğinde olduklarından
hücum ve defans perspektiflerini çok iyi analiz etmişlerdir ve bunu taktiksel
olarak yönettikleri takımlara aktarmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder